Kargapazarı Dağı'nda bulunan tepeyi ziyaret; Aras, Çoruh ve Fırat nehirlerinin doğduğu yerdir. “Dünyanın göbeği” olarak da bilinen Ziyaret Tepesi'nde irili ufaklı çok sayıda gölet bulunuyor. Bu göletler dünyayı besleyen üç büyük nehrin kaynağıdır.
BURADA BİRÇOK GÖL VE GÖLET OLUŞUYOR
Erzurum'un Yakutiye ilçesinin kuzeydoğusunda, Dumlu Dağları'nda, Dumlu ve Köşk köylerinin sırtında yer alan, deniz seviyesinden 3.000 metre yükseklikteki Ziyaret Tepesi, irili ufaklı çok sayıda göl ve gölete ev sahipliği yapıyor. Kaynak suyu bakımından zengin tepeden gelen sular büyüyerek nehirlere dönüşüyor. Bu tepeden çıkıp doğuya doğru akan sular, Kurnuç çayı adı verilen Aras nehrinin kaynağını oluşturur. Türkiye sınırlarını geçen Aras Nehri Hazar Denizi'ne dökülmektedir. Tepenin kuzeyinden akan sular, Oltu Çayı ile birleşerek Çoruh Nehri olarak adlandırılan Tortum Çayını oluşturur. Türkiye'nin en hızlı akan nehri olarak bilinen Çoruh, Gürcistan sınırında Karadeniz'le buluşuyor. Ziraat Tepe'nin batısından doğan ve Erzurum ovasında “Karasu” adını alan dere, Erzincan'da “Fırat” adını alarak Basra Körfezi'ne akıyor ve daha sonra Umman Denizi'ne karışıyor.
ÜÇ BÜYÜK NEHRİN DOĞUM YERİ: ZİYARET TEPE
Tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Erzurum'un tatlı su kaynakları açısından zengin bir şehir olduğunu belirten Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar, şöyle konuştu: “Erzurum'un doğusunda Çözüm Tepe dediğimiz yaklaşık 3 bin metrelik bir tepe var. Bu tepe üç büyük nehrin doğduğu yerdir. Bu tepe üzerinde kar suları ve kaynak sularının oluşturduğu çok sayıda su birikintisi, göl ve gölet bulunmaktadır. Bu tepeden gelip doğuya doğru akan sular Kurnuç Çayını oluşturur. Bu dere daha sonra diğer kollarla birleşerek Aras Nehri'ne dönüşür. Aras Nehri aynı zamanda Hazar Denizi'ne de akmaktadır. Bu tepeden gelen suların kaynağı olan Tortum Çayı, Oltu Çayı ile birleşerek Karadeniz'e dökülen Çoruh Nehri'ni oluşturur. Bu bölgenin batısından gelen sular Karasu Nehri'nin kaynağıdır. . Karasu daha sonra Fırat Nehri adını alır ve daha sonra Dicle ile birleşerek Basra Körfezi'ne dökülür. “Yani bu bölgeye baktığımızda üç büyük nehir bu tepeden çıkıp 3 farklı denize akıyor” dedi.
“ÜÇ ANA NEHİR ÜÇ AYRI DENİZE DÖKÜYOR”
Akkoyunlu Devleti'nin resmi tarihçisi Ebu Bekr-i Tihrani'nin 1470 civarında yazdığı 'Kitab-ı Diyarbekriyye' adlı kitabında bölgeye ilişkin detaylı değerlendirmeler yaptığını kaydeden Başkan Uçar, şöyle konuştu: “Bölgeyle ilgili durum tarihi kaynaklarda da yer alıyor. Özellikle bölgede hüküm süren Akkoyunluların resmi tarihçisi Ebu Bekir-i Tihrani, “Kitab-ı Diyarbekriyye” adlı eserinde bu bölgeden detaylı olarak bahseder ve bu bölgeyi orijinli olarak detaylı bir şekilde anlatır. üç ayrı denize
İŞTE 'DÜNYADA' anlamına gelen NAF-İ ALEM ADI
Yazar, nehirlerin kaynağı olması nedeniyle bu bölgeye 'naf-ı alem' denildiğini ve bu nehirlerin dünyanın önemli bir bölümünü suladığını belirtmektedir. Bir başka deyişle 'dünyanın göbeği'. “Dünyayı besleyen üç büyük nehrin buradan gelmesi nedeniyle bu bölgeye bu isim verilmiştir” dedi.
Mahmut Uçar, dünyanın merkezi olarak adlandırılan bölgenin tanıtımı amacıyla geçtiğimiz yıl “Naf-ı Alem Su Şenliği ve Gençlik Kampı” düzenlediklerini ve kutlamaları geleneksel hale getirmeyi hedeflediklerini söyledi.
(DHA)