Gerginliğin en üst seviyede olduğu Ortadoğu'ya ilişkin MHP Lideri Devlet Bahçeli'den yeni bir açıklama geldi. Barış ve huzurun korunması için kalıcı bir çözümün olması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, “Başta Türkiye, Suriye, Irak ve Mısır olmak üzere bölge ülkelerinin inisiyatifiyle bir 'Kudüs Paktı' oluşturulmalı.” O çağırdı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kudüs Paktı”na ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Bahçeli, şunları söyledi: “Kudüs tarih demektir. “Kudüs aynı zamanda dinlerin, kültürlerin ve farklı kökenlerden insanların yüzyıllardır barış ve huzur içinde bir arada yaşadığı barış ve kardeşlik şehridir.”
MHP Lideri Bahçeli, Kudüs'ün, Hz. Adem'den Hz. Muhammed'e kadar pek çok peygamberin ayak bastığı, büyük medeniyetlerin yaşadığı, kralların, padişahların, komutanların, alimlerin ve iyi kalpli insanların isimlerini seslendirdiği bir mirasın gururu olduğunu söyledi. her köşede. topraklarından çıktı ve şöyle dedi:
“Kudüs’ün kalbi Mescid-i Aksa, Mescid-i Aksa’nın kalbi ise Muallak Kayasıdır. Altın kubbeli Kubbet-üs-Sahra, Kudüs'ün sembolüdür. Kudüs, Peygamber Efendimizin, Yüce Allah'ın lütfuyla, Recep ayının 27. gecesinde, en yüksek ilahi makamlara mucizevi yükselişinin ilk adımı ve hatırasıdır. Kudüs, inancımızın şerefi, İslam'ın nigehban'ı, birbiriyle buluşan, kucaklaşan dinlerin, kültürlerin, medeniyetlerin üçgenidir. Kudüs kutsallığımızın temel taşı ve dini haklarımızın ebedi emanetidir. Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Mescid-i Aksa, Miraç Mucizesinin kutsal hatırasıdır. “Kudüs zalimlerin yönetimi altında inliyor ve ruhen haykırıyor.”
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin konuşan Bahçeli, şu açıklamalarda bulundu:
“İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze'ye yönelik katliamları ve saldırıları hız kesmeden devam ediyor. ABD'nin desteklediği İsrail, soykırıma ve insanlık trajedisine dönüşen saldırılarını sürdürüyor. Binlerce bebek, çocuk, kadın ve yaşlı hunharca şehit edilirken, ne dünya ne de İslam ülkeleri soykırımın önlenmesi konusunda verimli bir girişimde bulunamıyor. İsrail terörizminin taşınması, ortadan kaldırılması veya sindirilmesi mümkün olmayan bir sınırdadır. “Bu devam ederse, vahşet durmazsa, inanç ve insan haklarına yönelik kategorik saldırılar ısrarla devam ederse, küresel veya bölgesel bir savaş son seçenek olacaktır.”
“KUDÜS ANLAŞMASI OLUŞTURULMALI”
MHP lideri Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Geldiğimiz noktada öncelikle katliama son verecek ateşkes rejimini hızla hayata geçirmeliyiz. Dolayısıyla Ortadoğu'da sürdürülebilir barış ve huzurun sağlanması için tedbirlerin hızla alınması gerekiyor. Bu amaçla başta Türkiye, Suriye, Irak ve Mısır olmak üzere bölge ülkelerinin inisiyatifiyle bir “Kudüs Paktı” şart koşulmalıdır”.
Bahçeli, şunları söyledi: “Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin vicdanının sesi, ileri görüşlü gözüdür. Bu bakımdan Gazze'yi yerle bir eden, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'yı her gün taciz eden, Batı Şeria'daki Filistinlilere barış göstermeyen İsrail'in durdurulması, hem Türk milletinin arzusu hem de insanlık adına asgaridir. Bölgenin ve dünyanın huzuru için “Bu bir zorunluluktur” dedi.
MHP lideri Bahçeli, şunları söyledi: “Bütün bunlar güçlü bir bölgesel dayanışma olmadan başarılamaz. Bölge devletlerinin Türkiye'nin çağrılarına ve çabalarına samimi ve olumlu yanıt vermesi gerekiyor. “Bu bağlamda bugüne kadar farklı şekillerde var olan Filistin veya Kudüs merkezli bölgesel diyalog ve iş birliğinin tüm alanlarını kapsayan daha yakın ve daha güçlü bir bölgesel ittifaka ihtiyaç var” dedi.
Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
“İslam toplumlarının birlik, tek ses, tek nefes olması gereken günümüz insanlık çağında, haklarımızı koruyamazsak şerefimizi kaybedeceğimizi herkes iyi bilmelidir.
Kudüs meselesi sadece Filistinlilerin değil, tüm Müslümanların, adalete, hakkaniyete önem veren herkesin sorunudur.
Kudüs küresel barış ve huzurun anahtarıdır. Bu anahtar doğru kullanılmazsa ortaya çıkacak kaos sadece Ortadoğu'yu değil, tüm dünyayı kasıp kavuracak.
Milliyetçi Hareket Partisi, inancımızın onurunu ve davasını, mazlumların varlık ve yaşam haklarını sonuna kadar savunmaya devam edecek ve bu uğurda taviz vermeyecektir.
Zalimlere karşı bizim tarafımız masumların tarafıdır. Katillere ve insanlık trajedilerine karşı tarafımız hukukun, hakikatin ve adaletin çizgisidir. Türkiye, Ortadoğu'da kalıcı barış ve çözüm için tek seçeneğin, başkenti Doğu Kudüs'te olacak, 1967 koşullarında bir an önce bağımsız bir Filistin devletinin kurulması olduğunu başından beri savundu.
Türkiye, Filistin davasının samimi bir savunucusudur. Aziz Türk milleti, hükümeti ve muhalefetiyle bu mücadeleyi sürdürmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkemizde barış, refah ve istikrar ortamının sağlanmasının bölgesel gelişmelerle yakından ilgili olduğuna inanıyoruz.
Türkiye'nin güvenlik çemberinde yer aldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin siyasi ve ekonomik istikrarına ulusal güvenlik açısından büyük önem veriyoruz.
Bu bağlamda ülkemizin güvenliği için Türkiye ve diğer İslam ülkelerinin katılımıyla bir “Kudüs Paktı” imzalanmasının gerekli olduğuna inanıyoruz.
Bu noktada bölge; Kendi ayakları üzerinde durarak, emperyalist ülkelerin çizdiği politikalara göre değil, kendi imkan ve kaynaklarını kendi halkının geleceği için kullanma becerisini ortaya koyarak, aynı zamanda bölge ülkelerini menşe olmaktan kurtarmak Bir insanlık suçu olan terörün odağı haline gelmesi tüm bölge ülkeleri için geri dönülemez bir zorunluluk haline gelmiştir.
Suriye'nin kaotik yapısına toprak bütünlüğü ve egemenliği çerçevesinde çözüm bulunması bölgenin istikrarı açısından önceliklidir. Ancak bölgede yaşayan tüm insanların huzur ve güvenliğini sağlamak, insanca yaşama erdeminden nasibini almalarını sağlamak da bir insani yükümlülüktür.
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi evrensel değerlerin göz ardı edildiği ve her geçen gün daha da anlamını yitirdiği Gazze'de, İsrail'in mazlum Filistinlilere yönelik soykırım politikasına derhal son verilmelidir.
Tüm dünyaya karşı katliamı sürdüren Netanyahu'nun yargılanıp tutuklanması gerekiyor. Gazze'de gelinen nokta, 1967 şartlarına ve sınırlarına dayalı iki devletli çözümün gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu.
Bu nedenle bu sorunlu coğrafyada barış ve huzuru, istikrarı, ekonomik kalkınmayı, paylaşımı ve dayanışmayı sağlayacak bir adımın atılması gerekiyor. Türkiye, bölgenin “barış bölgesi” haline gelmesini sağlayacak “Kudüs Paktı”nın oluşturulmasına öncülük edebilecektir.
Çünkü bölge ülkelerinin tam inisiyatif alması, bölgesel sorunları dayanışma ve işbirliği içinde çözmesi bölgenin geleceği açısından hayati önem taşıyor.
Bu bölgenin kaotik yapısının bir an önce sona erdirilmesi, dünyaya refah ve istikrar ihraç eden bir yapıya dönüştürülmesi acil bir ihtiyaçtır. Bu girişimin ilgili ülkelerde karşılığını bulacağına ve Gazze, Kudüs ve bölgenin bahtsızlığını değiştirecek tarihi bir adım olacağına inanıyoruz.” (İHA)