Kaynak, Reuters
İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi
Yaklaşık 10 gün önce İtalya açıklarında batan göçmen teknesinden iki kişinin daha cesedinin bulunmasıyla birlikte ölü sayısı 72’ye yükselirken, olayı meclise bildiren içişleri bakanı “Yazıklar olsun” nidalarıyla protesto etti. “.
26 Şubat’ta İtalya’nın güneyindeki Steccato di Cutro açıklarında batan göçmen teknesinde 79 kişi sağ kurtulurken, kayıplarla birlikte ölü sayısının 100’e ulaşabileceği söyleniyor.
Son olarak, 3-4 yaşlarında bir kız ve 30 yaşında bir kadının cesetlerinin bulunması, ölü sayısının 72’ye yükseldiğini doğruladı.
İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi’nin milletvekilleri tarafından bugün Meclis’te açıklandığı bilgiye göre, ölenlerin 28’i 18 yaşın altında.
İtalyan basınında yer alan haberlere göre, teknede Afganistan, Pakistan, Suriye, İran, Somali ve Filistinliler bulunuyordu.
Türkiye’den yola çıktığı belirtilen tekneyi kullandığından şüphelenilen üç kişi tutuklandı.
Bu kişilerden 2’sinin Pakistan vatandaşı, birinin ise Türkiye vatandaşı olduğu öne sürüldü.
İçişleri Bakanı Piantedosi, geçtiğimiz Ekim ayında İtalya’da göreve başlayan aşırı sağcı göçmen karşıtı hükümete yönelik eleştirilere yol açan olay hakkında bugün Parlamento’ya bilgi verdi.
Protestolar “Utanç!” sloganlarıyla patlak verdi.
Merkez sol Demokrat Parti’nin yardımcısı ve eski bakanı Giuseppe Provenzano, “o hayatlar kurtarılabilirdi” ve hükümet hakkında “ihmal yoluyla katliama neden olmak” suçlamasıyla hükümet hakkında soruşturma başlatılması gerektiğini söyledi.
Başbakan AB’yi suçladı
Kaynak, Getty Resimleri
Tabutların başında hayatını kaybedenlerin yakınları yas tuttu
İtalyan hükümeti ve kolluk kuvvetleri, tekne dolusu göçmene yanıt vermede gecikme ve kurumlar arasında koordinasyon eksikliği nedeniyle sert eleştirilere maruz kaldı.
Geçen hafta İçişleri Bakanı’nın bu olayla ilgili ‘Çaresiz de olsam bu geziyi yapmazdım’ demesi tepkileri artırdı.
Ana muhalefet Demokrat Parti’nin yeni lideri Elly Schlein, İçişleri Bakanı’nın bu sözlerini “insanlıktan uzak” olarak nitelendirerek Piantedosi’nin istifasını istedi.
Öte yandan seçim kampanyası sırasında göçmen karşıtı sözler veren Başbakan Giorgia Meloni, yaşanan trajediden Avrupa Birliği kurumlarını sorumlu tuttu.
Meloni, geçtiğimiz hafta sonlarında yaptığı açıklamada, göçmen teknesini denizdeyken tespit eden AB’nin sınır güvenlik kuruluşu Frontex’in acil durum alarmı vermediğini, bu nedenle herhangi bir kurtarma operasyonu gerçekleştirmediğini söyledi.
Ancak hükümeti eleştirenler, arama kurtarma kararının teknenin karasularında bulunduğu ülkenin yetki alanına girdiğine dikkat çekiyor.
İtalyan basınında yer alan detaylara göre İtalyan makamları, söz konusu teknenin kimliğinin tespit edilmesinin ardından birinci aşama arama kurtarma operasyonu değil, güvenlik soruşturması başlattı.
Guardia di Finanza’ya ait bir tekneyle göçmen teknesine yaklaşma girişiminde bulunuldu, ancak güvenlik gemisi dalgalı deniz nedeniyle geri dönmek zorunda kaldı.
İtalya’nın Guardia di Finanza’yı neden hemen daha iyi donanımlı teknelere sahip ve arama kurtarma operasyonları yürütebilen Sahil Güvenlik ile değiştirmediği konusunda hala tartışmalar var.
Bu nedenle Sahil Güvenlik’in bağlı olduğu Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Matteo Salvini de eleştirilerin hedefi.
Aşırı sağcı Lig partisinin lideri Matteo Salvini, 2018-2019’da içişleri bakanı olarak görev yaparken, göçmen taşıyan sivil toplum kuruluşu gemilerine yardım için İtalyan limanlarını kapatmak gibi tartışmalı politikalar uygulamıştı.
Mevcut hükümet, Akdeniz’de göçmenleri kurtarmak için çalışan insani yardım kuruluşlarının faaliyetlerini karmaşık hale getirmekle de suçlanıyor.
Hükümete yönelik bir diğer eleştiri de 26 Şubat göçmen teknesi faciasının ardından bölgeye üst düzey ziyaretlerin yapılmamasına geldi.
Başkan Sergio Mattarella, hayatını kaybedenleri anmak ve hayatta kalanlarla tanışmak için geçen Perşembe günü Cutro’ya gitti.
Başbakan Meloni ise bölgeyi ziyaret etmediği için eleştirilen Bakanlar Kurulu’nu önümüzdeki Perşembe günü Cutro’da düzenleyeceğini duyurdu.
Yoruma kapalı.