Jake Horton ve William Armstrong
BBC Reality Check ve BBC izleme hizmeti
Türkiye depremlerinde yeni binaların yıkılması öfkeye neden oldu. BBC, ülkedeki binaların güvenliği hakkında hangi ipuçlarına sahip olduklarını öğrenmek için moloz haline getirilmiş üç yeni binayı inceledi.
7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki büyük deprem, Türkiye ve Suriye’nin kuzeyinde her türden binayı yıkarak on binlerce insanı öldürdü.
Ancak en yeni apartmanların bile yıkılması, ülkedeki bina güvenlik standartları hakkında soru işaretleri uyandırdı.
Modern inşaat teknikleri, binaların bu büyüklükteki depremlere dayanmasını sağlar.
Yıkılacak üç yeni binadan ilkinin BBC tarafından tespit edilen sosyal medyadaki görüntüleri, insanların çığlıklar atarak kaçtığını gösteriyor.
Kaynak, twitter
Malatya’da çöken bina
Malatya’daki apartmanın alt yarısı çökmüş gibi görünüyor ve binanın üst yarısı bir toz ve moloz yığınının üzerinde eğik bir şekilde duruyor.
Bu apartmanlar geçen yıl yapıldı ve sosyal medyadaki ilanlarda binanın “son deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edildiği” belirtildi.
İlanda tüm malzemelerin ve işçiliğin “birinci sınıf kalitede” olduğu belirtildi.
Binanın yeni bir yapı olması, 2018 yılında güncellenen yönetmeliğe göre yapılmış olması gerektiği anlamına gelmektedir.
Bu yönetmelik, depreme eğilimli alanlardaki binalarda çelik çubuklarla güçlendirilmiş yüksek kaliteli beton kullanılması gerektiğini belirtmektedir.
Ayrıca depremin etkisini telafi etmek için kolon ve kirişlerin etkin bir şekilde dağıtılması beklenmektedir.
Ancak BBC, bu apartman bloğunda kullanılan inşaat standartlarını doğrulayamadı.
Fotoğraflar, İskenderun’da yeni yapılan bir apartmanın da büyük ölçüde yıkıldığını gösteriyor. 16 katlı binanın yan ve arka cepheleri tamamen çökmüş, küçük bir kısmı ayakta kalmıştır.
BBC, binanın fotoğraflarını inşaat şirketi tarafından yayınlanan ve 2019’da tamamlandığını gösteren bir tanıtım fotoğrafıyla karşılaştırdı.
Bu, binanın en son standartlara göre inşa edilmesi gerektiği anlamına gelir.
BBC, binayı inşa eden inşaat şirketiyle temasa geçti, ancak yanıt alamadı.
Antakya’dan BBC tarafından doğrulanan bir fotoğrafta, moloz yığınına dönmüş dokuz katlı bir apartman görülüyor. Enkazın önünde bulunan sitenin adı da Güçlü Bahçe olarak seçilmiştir.
Binanın açılış törenini gösteren bir video bulduk ve görüntüler inşaatın Kasım 2019’da bittiğini gösteriyor.
Görüntülerde, Ser-Al inşaat firmasının sahibi Servet Altaş, “Güçlü Bahçe projesi hem konumu hem de inşaat kalitesi açısından diğerlerine göre çok özel.”
Kaynak, twitter
Açılış töreninde şantiye müteahhidi Servet Altaş, “Güçlü Bahçe projesi hem konumu hem de inşaat kalitesi açısından diğerlerine göre çok özel.”
BBC’nin sorularını yanıtlayan Altaş, “Hatay’da yaptığım yüzlerce binadan maalesef iki daire çöktü” dedi.
Altaş, depremin çok şiddetli olduğunu ve kentte neredeyse hiçbir binanın ayakta kalamayacağını sözlerine ekleyerek, “Bazı medya organlarının habercilik kisvesi altında algıları değiştirip günah keçisi bulmaya çalıştıklarını üzülerek izliyoruz.”
Depremin olduğu bölgede bu kadar çok binanın yıkılmasının ardından Türkiye’de birçok kişi yapı yönetmeliğini sorgulamaya başladı.
Uzmanlar, depremler şiddetli olsa bile düzgün inşa edilmiş binaların ayakta kalması gerektiğini söylüyor.
Acil Durum Planlama ve Yönetim Uzmanı Prof. David Alexander, “Depremin maksimum şiddeti şiddetliydi, ancak iyi inşa edilmiş binaları yakacak kadar şiddetli değildi” diyor.
“Birçok yerde artçı sarsıntılar maksimumun altındaydı, bu nedenle yıkılan binlerce binanın neredeyse tamamının makul deprem standartlarını karşılamadığı sonucuna varabiliriz.”
İmar yönetmeliğinin uygulanmaması
17.000 kişinin hayatını kaybettiği 1999 İzmit depreminden sonra yapı yönetmelikleri sıkılaştırıldı.
Ancak en son 2018 yılında güncellenen yönetmelikler yetersiz bir şekilde uygulanıyor.
prof. Alexander, “Sorunun bir kısmı, mevcut binaların yeterince güçlendirilmemiş olması, ancak aynı zamanda yeni binalarda kuralların zar zor uygulanmasıdır” diyor.
BBC’nin Ortadoğu muhabiri Tom Bateman’ın Adana’da görüştüğü kişiler, 25 yıl önceki depremde çöken bir binanın hasar gördüğünü ancak takviye yapılmadığını söyledi.
Ülkenin şiddetli deprem geçmişine rağmen milyonlarca insanın yoğun nüfuslu gökdelenlerde yaşadığı Japonya gibi ülkeler, bina yönetmeliklerinin insanları felaketlerden nasıl koruyabileceğini gösteriyor.
İnşaat güvenlik standartları, binanın kullanım amacına ve en yüksek sismik risk altındaki alanlara yakınlığına göre değişir.
Bunlar, basit güçlendirmelerden hareket sürgülerine ve binayı yer hareketlerinden izole etmek için dev bir amortisör üzerine inşa etmeye kadar uzanır.
Kuralların uygulanması neden zayıf?
Ancak Türkiye’de hükümet belli aralıklarla “planlama affı” ilan etti. Uygulamada bu, gerekli güvenlik sertifikaları olmadan inşa edilen binaların yasal cezalardan muaf olduğu anlamına gelir.
Kentsel aflar 1960’lardan beri çıkarılıyor ve sonuncusu 2018’deydi.
Muhalifleri, bu tür afların büyük bir depremde felaket anlamına geleceği konusunda uzun süredir uyarmıştı.
Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası’na bağlı İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, deprem bölgesinde 75 bin civarında yapının imar affından yararlandığını söylüyor.
Felaketten sadece birkaç gün önce, Türk medyası yeni bir kentsel barış yasasının meclis onayını beklediğini bildirdi.
Jeolog Celal Şengör de geçtiğimiz aylarda fay hatlarıyla dolu bir ülkede bu tür imar barışı yasalarının “suç” olduğunu söylemişti.
2020 yılında İzmir’de meydana gelen depremin ardından BBC Türkçe haberinde, son imar barışından kentteki 672 bin binanın yararlandığı söylendi.
Aynı haberde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın raporunda da Türkiye’deki binaların yüzde 50’sinin yani 13 milyona yakın binanın yapı yönetmeliğine uygun yapılmadığı belirtildi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, son depremlerin ardından yapı yönetmeliği ile ilgili soruya şu yanıtı verdi: “Yaptığımız hiçbir bina yıkılmadı. Saha hasar tespit çalışmalarımız hızla devam ediyor.”
Katkıda bulunanlar: Olga Smirnova, Alex Murray, Richard Irvine-Brown ve Dilay Yalçın.
Yoruma kapalı.