Tükenmez kaynaklar efsanesi – Son Dakika Cumhuriyet Pazar Haberleri

DÜNYANIN KAYNAKLARI

İlgili yayınlara baktığımızda dünyada kaynakların tükenebilen kaynaklar ve tükenmeyen kaynaklar olmak üzere ikiye ayrıldığını görüyoruz. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve okyanus dalgalarından elde edilen enerjinin tükenmez olduğu söyleniyor. Bir gün fosil yakıtlar tamamen tükenecek. Bu ayrımın yanı sıra, açıkça ifade edilmese de, insan zihninin sınırlı bazı kaynaklarının hiçbir zaman tükenmeyeceğine dair bir inanış ve varsayım da bulunmaktadır. Gerçekten tehlikeli olan da bu. Görünüşte rahatlatıcı olan bu tükenmezlik fikri, bir gün hem birey hem de toplum için sorunlar yaratabilir. Görürüz:

Dünya susuz değil: Yüzyıllar boyunca çeşmelerden gece gündüz akan suyun hiç bitmeyeceği düşünüldüğü için musluklar takılmamıştı. Bitebileceğini düşünmeye başladık. Kurosawa'nın Türk kökenli Sibirya sineması kahramanı Dersu Uzala, ormanda suyun bedava olması nedeniyle şehirde içme suyunun ücretli olarak satılmasına çok şaşırıyor. Günümüzde suyun yanı sıra dünyadaki oksijen tüketimi de hızla azalmaktadır. Ormanların ve alglerin yok olması, yakında oksijen sorunu yaratacaktır. Torunlarımız eve tüple oksijen taşımak zorunda kalabilir.

Devletin kaynakları sonsuzdur: Bu asılsız varsayımın gündelik ifadesi “Deniz devletin malıdır, onu domuz yemez” şeklindedir. Ancak tüm devletlerin imkanları sınırlıdır.

Babamın parası, annemin sevgisi tükenmez: Pek çok insan babalarının hiçbir zaman parasının bitmeyeceğine ve ondan her zaman harçlık isteyebileceklerine inanır; Doğrulanmamış bu inanç çocuk için güven verici olsa da gerçeği yansıtmamaktadır. (Bizim nesil babalarının parasının hiç bitmeyeceğini düşünüyordu ama şimdiki nesillerin artık bu kadar iyi bir fikri bile yok.) Bir de gençlerin annelerine karşı iğrenç davranışları var. Çoğu zaman annesini öper ama çoğu zaman onu eleştirir, yemeklerinde kusur bulur, hatta ona hakaret eder ve saygısızlık eder. Anneler ise zorunlu teyze gibi davranarak çocuklarında bu davranışı pekiştirirler. Anneler duydukları tiksindirici sözleri, kapının çarpılmasını unutmuş gibi görünseler de, yaşananların izi hafızalarında kalır, ilgi ve sevgileri sarsılmaz değildir.

Vatandaşın sevgisi tükenmez: Bir diğer yanlış varsayım da siyasetçilere ait: Vatandaşların hafızalarının kısa olduğunu ve ne yaparlarsa yapsınlar yanlarına kâr kalacağını düşünüyorlar. Ancak denizde geminin ve gökyüzünde jetin izleri günlerce olmasa da bir süre kalır.

Eşim tükenmez: Birçok erkek ne yaparsa yapsın eşinin ilgisinin asla azalmayacağını düşünür. Ancak her şeyin bir sınırı vardır. Gözlemler, kadınların bazen eşlerinin kendilerine yönelik olumsuz davranışlarını biriktirip, bunu açıkça ifade etmeden evliliklerini zihinlerinde sonlandırdıklarını gösteriyor. Adam ev işlerinin düzenli yapıldığını görünce her şeyin yolunda olduğunu düşünür ancak bir süre sonra karısı ona evliliklerinin bittiğini söyler. Bu nedenle çiftlerin birbirleriyle konuşması, sohbet etmesi, bir arada olması faydalıdır.

Ormanlar tükenmez: Gece gündüz açık olan Roma hamamları çevredeki ağaçları kara delik gibi yok etti. Henry Ford, kauçuk ağaçlarına yaklaşmak için Brezilya yağmur ormanlarında büyük ormansızlaştırma gerçekleştirdi ve Detroit'tekine benzer bir araba ve lastik fabrikası kurdu. Bu fabrika verimli olamadı ve kapatıldı. Ancak yağmur ormanının satılık olması dünyaya ilham kaynağı oldu. Şu anda katliam sürüyor.

Ölmeyeceğim: Teoride hepimiz ölümlü olduğumuzu biliyoruz ama çoğumuz pratikte bunu bilmiyormuş gibi davranıp sağlığımızın sonsuza kadar süreceğini düşünüyoruz.

Dilimiz ölmez: Ana dilimize kaba davranıyoruz, onun hep yaşayacağını sanıyoruz. Tabela, alışveriş merkezi ve site adlarının yarısından fazlası Türkçe değil. Daha da kötüsü kuralları yabancı dillerden alıyoruz. Arapçanın etkisiyle “Hanımefendi, müdür”, İngilizcenin etkisiyle “18 numaralı otobüse bineceğim” diyoruz. Ancak anadilimizde cinsiyet ayrımı yok ve biz otobüse binmiyoruz, otobüse biniyoruz. Dünyada her yıl yüzlerce yaşayan dil ölü diller grubuna katılıyor. Tıpkı sularımız ve ormanlarımız gibi ana dilimiz de bir gün yok olabilir. Büyükannelere saygı, ana dilimize saygıyla başlamalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir